Şimdi, kulaklığımı çıkardım
Dinledim kendimi; solunum yollarım da tıkandı
Bunaldım, boşversem de kaygım var birazcık
Hayat... Senelere sığan bir andı
Günlerim de sarkaç gibi bir sağa bir sola, bir sağa, bir sola
Savruldu, ben yazdım bir saat bir mola; bir kağıt bir oda
Nasıl psikoloji bu? Ayılıp bir daha sızarak, bi rahat arama
Pembe hayali siyaha boyamak, işte buna itaat diyorlar
Bıktım, şimdi yine göm kuma kafanı
Tek düze hayatlar, hep tuzak aramız
İmkansızı istedim bu yüzden
Gece yarısında bir gökkuşağı aradım
Her yer maske doldu
Geçtiğim sokaklar mahzen oldu, sanki şarap tadındaydı hayat
Söyle sahiden kaç sene oldu
Güneş... rastgele doğdu
Talihimle ben dans eder oldum
Bütün kötü kabusları hayra yordum
Konuştuğum duvarlar dert dinlemekten kanser oldu
Günlerin geçerken
Gündemin geceyken
Varoluşunu sorgulayıp
Uykusuz ve yorgun kal
Caddelerde gezerken
Aslında herkes tek
Bu şehirde hepsi aynı
Uykusuz ve yorgun, bak
Yaklaş biraz
İçimde kan var öpüşmemiz zor
Bu kez dürüst ol
Hiç bir pürüz yok
Kaldırım taşıyla muhatabım
Çünkü karşıma alamam bu aptalı
Sulu karakterinizin yanında en derin kuyular bile kurak kalır
İşin tuhaf yanı nedir
Sahte suratlar kaliteli dimi
Çok kazada bir çok insan kurtardı benim bariyerim
Fırtına kopsun, mühim değil
Ben yerimdeyim, henüz delirmedim
Anlatmak için kafiye kullandım
Şiir içini ısıtan bir elbise değil
Caddeler ayaz rengiydi
Hava soğuk ve de terliydim
Yürüdüm hayatımı göz önüne alınca gülmek bir devrimdi
Öyle işte
Mutlu eder mi ki vazgeçişler
Siktir et, hiç küfretmedim ben böyle içten
Tüm duygularla hesaplaşacağız gün gelince
Gün gelince
Tüm korkularla hesaplaşacağız gün gelince
Gün gelince
Günlerin geçerken
Gündemin geceyken
Varoluşunu sorgulayıp
Uykusuz ve yorgun kal
Caddelerde gezerken
Aslında herkes tek
Bu şehirde hepsi aynı
Uykusuz ve yorgun, bak